Her yıl 17 Nisan Dünya Hemofili Günü olarak kutlanıyor. Bu özel gün, hemofili hastalığı hakkında farkındalık oluşturmak, toplumu bilgilendirmek ve hastaların karşılaştığı sorunlara dikkat çekmek amacıyla çeşitli etkinliklerle değerlendiriliyor.
Hemofili, pıhtılaşma faktörlerinin eksikliği veya yokluğu nedeniyle ortaya çıkan, genetik geçişli ve ömür boyu süren bir kanama bozukluğu. Genellikle taşıyıcı
annelerden erkek çocuklara geçiyor ve özellikle eklem içi ve kas içi kanamalarla kendini gösteriyor. Hastalık, eksik olan pıhtılaşma faktörüne göre ikiye ayrılıyor: Hemofili A (Faktör 8 eksikliği) ve Hemofili B (Faktör 9 eksikliği).
Pıhtılaşma testleri ile kolaylıkla tanı konulabilen hemofili hastalığı hakkında bilgi veren Hematoloji Uzmanımız Dr. Serkan Güven, hemofilinin sadece fiziksel değil, psikolojik ve sosyal yönleriyle de ele alınması gerektiğini vurgularken;
“Hemofili, doğru bir takip ve uygun tedaviyle kontrol altında tutulabilir. Ancak hastalar yaşamları boyunca bu hastalıkla uyum içinde yaşamak zorundalar. Düzenli faktör tedavisi, fiziksel aktivite planlaması, kanama risklerini azaltacak yaşam alışkanlıkları ve psikososyal destek büyük önem taşıyor. Ayrıca, genetik danışmanlık hizmetleriyle hastalığın bir sonraki nesle aktarılması da önlenebilir,” dedi.